- Mesajlar
- 465
-
Vitrin konusu
- #1
Yeni bir araştırma, batarya ömrü konusunda en dayanıklı elektrikli aracın Tesla değil, Kia EV6 olduğunu ortaya koydu. İsveçli ikinci el araç platformu Kvdbil tarafından yapılan çalışmada, 1.300’den fazla ikinci el elektrikli araç (EV) ve plug-in hibrit (PHEV) incelendi. Sonuçlar, elektrikli araçlarda batarya aşınmasının sanıldığından çok daha az olduğunu gösteriyor.
Araştırmaya göre araçların yüzde 80’i, yıllar ve binlerce kilometre sonrasında bile bataryalarının kullanılabilir kapasitesinin yüzde 90’ından fazlasını korumayı başardı. Listenin zirvesinde Kia EV6 yer alırken, hemen ardından Kia Niro EV geldi.

Kvdbil’in ölçümleri, “State of Health” (SoH) yani bataryanın zamanla ne kadar kapasite kaybettiğini belirleyen değere dayanıyor. Sonuçlar, birçok mühendisin tahmininden bile daha iyi çıktı. Gerçek dünyada elektrikli araç bataryalarının beklenenden çok daha dayanıklı olduğu netleşti.
Kvdbil test yöneticisi Martin Reinholdsson, sonuçlardan etkilendiklerini belirterek “Bu kadarının bu kadar iyi durumda olmasını beklemiyorduk” dedi. Reinholdsson’a göre batarya sağlığını belirleyen temel unsur, markadan çok kullanım alışkanlıkları ve çevresel koşullar.
“Batarya sağlığı belli bir marka ya da üreticiyle doğrudan ilişkili değil,” diyen Reinholdsson, “Yaş, iklim, sürüş tarzı ve şarj etme alışkanlıkları bataryanın yıpranmasında büyük rol oynuyor” ifadelerini kullandı.
Araştırma, elektrikli araç kullanıcılarına da önemli tavsiyeler sunuyor. Aracınızı sürekli yüzde 80’in üzerinde şarj etmemek, mümkünse hızlı şarjdan kaçınmak, aşırı sıcak veya soğuk ortamlarda aracı uzun süre bırakmamak ve tam şarjlı şekilde park etmemek, batarya ömrünü ciddi şekilde uzatıyor.
Kvdbil’in bulguları, İngiltere merkezli RSEV tarafından yapılan benzer bir araştırmayla da örtüşüyor. RSEV’in sonuçlarına göre elektrikli araçlar, ortalama 90.000 mil (yaklaşık 145.000 km) sonunda batarya kapasitelerinin yüzde 90’ını koruyor. 130.000 mil (yaklaşık 210.000 km) sürüşün ardından bile ortalama kapasite yüzde 85 civarında kalıyor.
Bu veriler, uzun yıllar boyunca süren “bataryalar hızla bozulur” endişesinin artık geçerliliğini yitirdiğini gösteriyor. Günümüzde birçok elektrikli araç 200.000 hatta 300.000 kilometrenin üzerine çıkabiliyor ve hala bataryalarının yüzde 80’ini koruyabiliyor.
Ayrıca batarya değişim maliyetleri giderek düşerken, geri dönüşüm teknolojileri de hızla gelişiyor. Bu da eski bataryaların çöpe gitmek yerine yeniden kullanılabileceği anlamına geliyor.
Uzmanlara göre sorun artık bataryalarda değil, tüketici algısında. Otomobil üreticileri, batarya ömrü konusunda elde edilen bu olumlu sonuçları daha fazla paylaşmalı. Eğer bu veriler daha geniş kitlelere ulaşırsa, birçok sürücünün bir sonraki aracı olarak elektrikli modellere yönelme olasılığı çok daha yüksek olacak.
Araştırmaya göre araçların yüzde 80’i, yıllar ve binlerce kilometre sonrasında bile bataryalarının kullanılabilir kapasitesinin yüzde 90’ından fazlasını korumayı başardı. Listenin zirvesinde Kia EV6 yer alırken, hemen ardından Kia Niro EV geldi.

Kvdbil’in ölçümleri, “State of Health” (SoH) yani bataryanın zamanla ne kadar kapasite kaybettiğini belirleyen değere dayanıyor. Sonuçlar, birçok mühendisin tahmininden bile daha iyi çıktı. Gerçek dünyada elektrikli araç bataryalarının beklenenden çok daha dayanıklı olduğu netleşti.
En Yüksek SoH (State of Health) Değerine Sahip Elektrikli ve Plug-in Hibrit Araçlar
| Sıra | Markalar (En Yüksek SoH) | Modeller (En Yüksek SoH) | PHEV Modeller (En Yüksek SoH) |
|---|---|---|---|
| 1 | Kia | Kia EV6 | Kia Sportage |
| 2 | Audi | Kia e-Niro | Kia Optima |
| 3 | Opel | Tesla Model Y | Volvo XC60 |
| 4 | Tesla | Opel Mokka-e | Kia Ceed |
| 5 | Mercedes | Mazda MX-30 | Volvo V60 |
| 6 | Peugeot | Audi Q4 e-tron | Peugeot 3008 |
| 7 | Volvo | Fiat 500e | BMW 530e |
| 8 | BMW | Volvo XC40 Recharge | Volkswagen Passat GTE |
| 9 | Volkswagen | Citroen e-C4 | BMW X1 |
| 10 | Škoda | Volkswagen ID.4 | BMW 330e |
Kvdbil test yöneticisi Martin Reinholdsson, sonuçlardan etkilendiklerini belirterek “Bu kadarının bu kadar iyi durumda olmasını beklemiyorduk” dedi. Reinholdsson’a göre batarya sağlığını belirleyen temel unsur, markadan çok kullanım alışkanlıkları ve çevresel koşullar.
“Batarya sağlığı belli bir marka ya da üreticiyle doğrudan ilişkili değil,” diyen Reinholdsson, “Yaş, iklim, sürüş tarzı ve şarj etme alışkanlıkları bataryanın yıpranmasında büyük rol oynuyor” ifadelerini kullandı.
Araştırma, elektrikli araç kullanıcılarına da önemli tavsiyeler sunuyor. Aracınızı sürekli yüzde 80’in üzerinde şarj etmemek, mümkünse hızlı şarjdan kaçınmak, aşırı sıcak veya soğuk ortamlarda aracı uzun süre bırakmamak ve tam şarjlı şekilde park etmemek, batarya ömrünü ciddi şekilde uzatıyor.
Kvdbil’in bulguları, İngiltere merkezli RSEV tarafından yapılan benzer bir araştırmayla da örtüşüyor. RSEV’in sonuçlarına göre elektrikli araçlar, ortalama 90.000 mil (yaklaşık 145.000 km) sonunda batarya kapasitelerinin yüzde 90’ını koruyor. 130.000 mil (yaklaşık 210.000 km) sürüşün ardından bile ortalama kapasite yüzde 85 civarında kalıyor.
Bu veriler, uzun yıllar boyunca süren “bataryalar hızla bozulur” endişesinin artık geçerliliğini yitirdiğini gösteriyor. Günümüzde birçok elektrikli araç 200.000 hatta 300.000 kilometrenin üzerine çıkabiliyor ve hala bataryalarının yüzde 80’ini koruyabiliyor.
Ayrıca batarya değişim maliyetleri giderek düşerken, geri dönüşüm teknolojileri de hızla gelişiyor. Bu da eski bataryaların çöpe gitmek yerine yeniden kullanılabileceği anlamına geliyor.
Uzmanlara göre sorun artık bataryalarda değil, tüketici algısında. Otomobil üreticileri, batarya ömrü konusunda elde edilen bu olumlu sonuçları daha fazla paylaşmalı. Eğer bu veriler daha geniş kitlelere ulaşırsa, birçok sürücünün bir sonraki aracı olarak elektrikli modellere yönelme olasılığı çok daha yüksek olacak.